![]() |
La Torsem Et Native Nue, Matisse, 1932 |
“Ben hiçbir zaman desenin hazırlık çizimi olduğunu kabul etmemiştim. Desen ilk önce benim için duygularım ve içimdeki heyecanı aktarabilen, izleyicilere kolay ulaşabilecek, doğal ve özel bir ifade dilidir.” Henri Matisse
Fransızca "çizim" anlamına gelen "desin" sözcüğü dilimize "desen" olarak geçmiştir. İngilizce karşılığı ise "drawing" sözcüğüdür. Plastik sanatlardaki desen kavramı ile süsleme sanatlarındaki desen birbirine karıştırılmamalıdır.
Sanatçı görme ve dokunma duyuları ile kavradıklarını
(aslında buna tüm duyuları dahil edebiliriz), duygu ve düşüncesine ait olanları
görme ve dokunmaya dair işaretler aracılığıyla sunar/dışa vurur.
Desen, bir fikir ya da gözlemin aktarılması amacıyla yapılan
ön ya da final çalışmalarının tümüdür.
Bu bağlamda İsviçreli sanatçı Paul
Klee’ye göre “Yazmak ve desen yapmak temelde aynı şeydir.”
Fransız ressam Edgar
Degas “Desen formun, biçimin ya da doğanın kendisi değil; formu, doğayı görüş
ve yorumlayış tarzıdır.” der.
![]() |
Dancer Adjusting Her Slipper, Edgar Degas, 1873 |
Rönesans’ta ana eser için yapılan hazırlık çalışmaları
olarak görülen desene fazla değer verilmemekteydi ve çoğunlukla
korunmamaktaydı. Fakat tarih boyunca desene verilen önem artmıştır. Desen
günümüzde kendi başına bir sanat disiplini haline gelmiştir ve koleksiyonlara
alınmaya başlanmıştır.
![]() |
Self-Portrait, Rembrandt, c.1628-29 |
“Deseni öğrenmek yeni bir dil öğrenmek gibidir. Desenin
kendi sözlüğü ve en önemlisi kendi grameri vardır. Eğitimin amacı bu dile o
kadar iyi hakim olarak, rahat bir şekilde kalem aracıyla kendi fikirlerinizi ve
duygularınızı zorlanmadan ifade edebilmektir.” Tony Rider
![]() |
Potential, Tony Riders, 1996 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder