11 Ocak 2014 Cumartesi

DESEN, DESIN, DRAWING


La Torsem Et Native Nue, Matisse, 1932
“Ben hiçbir zaman desenin hazırlık çizimi olduğunu kabul etmemiştim. Desen ilk önce benim için duygularım ve içimdeki heyecanı aktarabilen, izleyicilere kolay ulaşabilecek, doğal ve özel bir ifade dilidir.”    Henri Matisse

Fransızca "çizim" anlamına gelen "desin" sözcüğü dilimize "desen" olarak geçmiştir. İngilizce karşılığı ise "drawing" sözcüğüdür. Plastik sanatlardaki desen kavramı ile süsleme sanatlarındaki desen birbirine karıştırılmamalıdır.


Desen, hayal edilen imgeleri çizgi veya başka ifade araçlarıyla yansıtmaktır.

Sanatçı görme ve dokunma duyuları ile kavradıklarını (aslında buna tüm duyuları dahil edebiliriz), duygu ve düşüncesine ait olanları görme ve dokunmaya dair işaretler aracılığıyla sunar/dışa vurur.


Desen, bir fikir ya da gözlemin aktarılması amacıyla yapılan ön ya da final çalışmalarının tümüdür.
Bu bağlamda İsviçreli sanatçı Paul Klee’ye göre “Yazmak ve desen yapmak temelde aynı şeydir.”
View of a Fortress, Paul Klee, 1925

Fransız ressam Edgar Degas “Desen formun, biçimin ya da doğanın kendisi değil; formu, doğayı görüş ve yorumlayış tarzıdır.” der.

Dancer Adjusting Her Slipper, Edgar Degas, 1873
Rönesans’ta ana eser için yapılan hazırlık çalışmaları olarak görülen desene fazla değer verilmemekteydi ve çoğunlukla korunmamaktaydı. Fakat tarih boyunca desene verilen önem artmıştır. Desen günümüzde kendi başına bir sanat disiplini haline gelmiştir ve koleksiyonlara alınmaya başlanmıştır.

 Self-Portrait, Rembrandt, c.1628-29

“Deseni öğrenmek yeni bir dil öğrenmek gibidir. Desenin kendi sözlüğü ve en önemlisi kendi grameri vardır. Eğitimin amacı bu dile o kadar iyi hakim olarak, rahat bir şekilde kalem aracıyla kendi fikirlerinizi ve duygularınızı zorlanmadan ifade edebilmektir.” Tony Rider

Potential, Tony Riders, 1996


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder