19 Eylül 2013 Perşembe

SANAT TARİHİNDE MAVİNİN YERİ

Yazan: Alex Greenberger, 05.09.2013, Artspace
Çeviren: Necati Demirtaş

Sanatçıların neden her zaman mavileri olur?


Mavinin sanat tarihinde her zaman özel bir yeri olmuştur. Orta Çağ keşişlerinden, maviyi saplantı haline getiren Yves Kelin’a kadar mavi pigment fetişleştirilmiş bir renk olarak dikkat çekiyor. Maviye zaman için çok çeşitli anlamlar yüklenmiştir. Aşağıda sanat tarihi boyunca mavinin beş farklı kullanım şeklini bulacaksınız:

KRALİYET MAVİSİ

İştar Kapısı
Thomas Gainsborough, The Blue Boy, 1770
Antik dünyada deniz mavisi en çok arzu edilen renk olmuş çünkü ulaşılabilirliğinin çok zor olması onu değerli hale getirmiştir. Renk bakımından zengin ve çok pahalı olan lacivert taşından elde edilen deniz mavisi ancak zenginlerin ve yüksek statü sahibi kişilerin ulaşabileceği dolayısıyla soyluluğu simgeleyen bir renkti. Orta Doğu'da Tutankamon'un mezar başlığını ve İştar Kapısı’nın tuğlalarını süslüyordu. Orta Çağ Avrupası’nda dini el yazmalarda İsa Mesih’in  ve Bakire Meryem’in kutsallıklarını simgelemek için onların elbiselerinin boyanmasında ve onlarla ilgili metinlerin  vurgulanmasında kullanıldı. Krallara yakışır bir renk olarak mavi geleneği, Rönesans’ta da sürdü ve Mutlakiyetçilik Çağı (16., 17. ve 18. yüzyıllar) boyunca devam etti. Thomas Gainsborough gibi sanatçıların portrelerinde olduğu gibi aristokrasinin daha genelleştirilmiş bir işareti olarak evrildi. 

ÖTEKİ DÜNYA MAVİSİ

Barnett Newman, Onement VI (1953)
James Turrel Guggenheim


Ahiret yaşamı harika parıltılı beyaz bir alem olarak tasavvur edilse de, Alman Der Blaue Reiter sanat akımının kurucu üyelerinden Wassily Kandinsky cennetin mavi olduğuna inanmıştır. Maviyi aşkınlığın(transcendence) rengi olarak sadece Kandinsky seçmemiştir. Soyut dışavurumcu Barnett Newman yakından bakıldığında izleyicisini içine çeken ve dini bir deneyim yaşatan devasa mavi tuvaller boyamıştır. Yakın zamanda Tomas Saraceno
Cloud City (Bulut Şehir) adlı eserinde bulutları ve gökyüzünün mavisini aynalarda yansıtarak cennet vari bir his uyandırmaya çalışmıştır. Ayrıca bütün bu sanatçılara, James Turrel’in Guggenheim’ın kubbesini ışık kullanarak unutulmaz bir maviye boyamasını da ekleyebiliriz.



GÖKSEL MAVİ


Joan Miró, Bleu Triptych (1961)


James Turrel, Skyscapes
Kendi Bleu tabloları hakkında konuşurken, gerçeküstücü ressam Joan Miro bir keresinde şöyle der: “Gökyüzü overwhelms(etkilemek, şaşkına çevirmek) me. Miro, rüya benzeri bir durum yaratmak için gece göğünü mavi kullanarak simgelediği üç parçalı Bleu eserinde onu etkileyen bu aşkınlığı yeniden üretmeye çalışır. James Turrel, bir dikdörtgen ile gök yüzünün bir parçasını çevçevelediği Skyscapes’lerinde (gökyüzü resmi) izleyiciyi gökkubenin güzelliği üzerine derin bir düşünceye dalması için cesaretlendir ve değişen doğa güçlerine dair kavrayış geliştirmesini sağlamak için ışığı kullanır. Olafur Eliasson ise gökyüzünün fenomenolojik etkilerini derinlemesine araştırmak için maviyi kullanır; örneğin galeri boşluğunu mavi ile kaplama.


MAVİ MAVİDİR


Michael Riedel, Untitled (color) Blue, 2013
Yves Klein, Blue Monochrome, 1961














Michael Riedelİzimsiz Mavi adlı eserinde izleyicisini çarpıcı biçimde saf bir mavi ile yüzleştirir. Riedel’in kavramsal işi, “mavi sadece mavidir, daha fazlası değil.” şeklinde ifade edebilen daha büyük bir eğilimin bir parçasıdır. Riedel’in yeni yaklaşımı tek değildir. Yves Klein, kendi mavisini “Uluslararası Klein Mavisi(kısaca IKB)” olarak tescillemiştir ve bu renkle tekrar tekrar monokromlar(tek renkli resim) üretmiştir.Klein’in işi mavide bir anlam eksikliği bulur; içeriği olan bir şeyden ziyade maviyi bir boşluk ya da bir yokluk olarak görür. Maviyi sadece biçimsel bir özellik olarak karelerden oluşan tablolarında kullanan Josef Albers da buna benzer işler yapar. Andy Warhol da maviyi, Marilyn tablolarında ve diğer seri olarak çoğalttığı işlerinde aktristin imgesini değiştirmeye yarayan ve diğer renklerle yer değiştirebilir bir şekilde kullanmıştır.

Andy Warhol, Kırk Mavi Marilyn (1979-80)

MAVİ BİR DÜNYADA YAŞAMAK

Vincent van Gogh, Old Man in Sorrow, 1890
Pablo Picasso's "La Celestina"

Felix Gonzalez-Torres, Untitled 1990
Vincent van Gogh’un Old Man in Sorrow(Acı İçindeki Yaşlı Adam) adlı eserinde ki ıstırap içinde bükülmüş yaşlı adam acısını yansıtan mavi bir elbise giyinmiştir. Ağıt yakan American müzik türünün adının da “blues” olması boşuna değildir. Van Gogh ve daha bir çok ressam maviyi acıyı ve kederi çağrıştırmak için kullanmıştır. Picasso’nun üç yıl süren ve yakın arkadaşı Casemagas’ın intiharından etkilenen Mavi Dönemi’ni hatırlayalım. Picasso çizdiği fahişeler ve dilencilerin perişan yaşamlarını ve kendisinin içinde kaybolduğu depresyonu maviyle iletir. Picasso’dan bu yana onun kadar olmasa da pek çok sanatçı acıyı mavi ile anlatır. Felix Gonzalez-Torres AIDS nedeniyle hayatını kaybedenler için mavi şekerleme yığınlarından oluşturduğu yerleştirmeler yaparak yas tutar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder